CM... Şampiyonşip menecır yani...
Yıllların bilgisayar oyuncusuyum da, bi oyuna hiç bu kadar gıcık kapıp da nefret ettiğim
olmamıştır..!
Peki neden böyle oldu, neden kavruk kaldım..? Ve neden hala salondaki duvarda asılı duran dev CM
posterinin karşısına geçip bir elimde viski bardağı diğerinde revolver; saydırmaktayım
sürekli..?
Beş altı sene öncesine dönmeli, Serbülent ve Necasettin'le tanıştığım o ilk
yıllara... Dostluğumuzun ilk zamanlarıydı; ki her muhabbet yeni, her muhabbet ilgi çekici... Biri
hariç: CM...
Şahsen (Premier Manager 96 hariç) ömrü hayatı boyunca hiçbir menajerlik oyununa mouse dahi tıklatmamış
olan bendeniz için ne işkence dolu anlardı o CM muhabbetleri anlatamam..:
Neymiş efendim; yok Haşmet de CM'ciymiş - yorum yaparken hep 'striker' lafını kullanıyomuş,
yok İngiltere ikinci ligindeki tırt bi takımın altyapısında oynayan çocuk çok iyimiş -
hemen peşine bi scout takmak gerekiyomuş daha oyunun en başından, yok Figo da CM oynuyomuş da
Real'i alıp şampiyon yapıyomuş, falan filan...
Haa, bi de şu var tabii: Grupça oturmuş yabancı maç izlerken, daha önce adını dahi
duymadığım genç bi çocuk oyuna girerdi ve bizimkilerden biri hemen atlardı: "Aaa bu, bi önceki CM'de
Hayikinen Rangers takımının paf kadrosundaki çocuk değil mi..? - ama, süpper bi oyuncuydu zaten o yaaa..."
gibi saçma sapan; bırakın katılmayı, kıyısından bile geçemeyeceğim abuk
subuk muhabbetler dinlerdim dakikalarca... (Allah'ın Kenyalısı'ndan bana ne kardeşim.!? Anası mıyız
babası mıyız, anlamadım ki.??)
Bir süre sonra, artık CM çılgınlığı (histeri) o kadar zıvanadan çıkmıştı ki;
Neco tatil boyunca CM oynayabilmek için bilgisayarını Silivri'ye taşır oldu. Serbü de, futbolcu istatistikleri
ekranında görünmeyen ve fakat gizli, gizli olduğu kadar da oyunun gidişatını hayati
bi biçimde etkileyen başka CM eklentilerinin de olduğunu iddaa etmeye başladı...
Baktım işin içinden çıkılcak gibi değil - dostlarımdan tiksintiyle karışık
hafif bi soğuma başgösteriyor bünyemde; ben de öğreneyim bari şu oyunu dedim (kendi evimde - gizli gizli)...
Ama nerdee..? Ne yazık ki muhtelif kariyerlerim boyunca, dayanamayıp deli gibi paso continyu'ya
basıyodum ben maç gününe kadar... O sırada takım kaptanı hakkımda bişeyler mi söylemiş,
ilk onsekizde sakat iki futbolcum mu varmış (koşmayı bırak, yürümeyi dahi beceremeyecek
durumda olan adamı kadroya aldığımı bilirim...), board benden mennun mu değilmiş; piiyuuu.!?
Hiç işim olmuyodu böyle şeylerle..!!
Gerçi şimdi hakkımı yemiyim; ara ara basıyodum açıklamayı ismi hoşuma giden bi oyuncum
hakkında "Takım için vazgeçilmez..." falan diye... (Hesapta, muhabbetten uzak kalmıycaz ya... - indispensıbıl...)
Velhasıl öğrenemedim bir türlü bu aptal oyunu... Zaten Serbü'nün yanındaki madarasyonum, CM kariyerimin de
sonu oldu... Soğuktum zati - o günden sonra iyice buz kestim.!!
İtiraf ediyorum, CM'den TİSKİNİYORUM.!!!
Önemli Not: Şimdi, eğri
oturup doğru konuşalım Serbülent Bey kardeşim; Civ III oynarkene böyle 'automate' yaptığın
işçiler bi oraya bi buraya koşuştururken hiç mi gözün kararmıyordu hafiften.!? Hatta bi keresinde;
monitörün karşısında yığılıp kaldıydın da, kolonya koklatmıştık...
Ne de çabuk unuttun bunları.!? :)))))) (end turn)