|
 |


Gıcığım, gıcıksın, gıcık... Gıcığız, gıcıksınız,
gıcıklar...
|
 |

LÜTFEN!!!

"Meclis 2005 yılı
emekli ikramiyelerini açıkladı."
Aşağıda
bazı isimler göreceksiniz. Bunlar kendi mesleklerinin önde gelen ve başarılı insanları. (hoş
başarıları tartışılabilir) Benim ricam tabi eğer bu siteye girer ve okurlarsa yüzleri daha
fazla eskimeden biran önce emekliye ayrılmaları. Sizi bilmem ama inanın artık bana bu insanlardan daral
geldi. Kusura bakmasınlar ama baydım bee… İlim beee… Nerelerdesin bee….
1. DENİZ BAYKAL:
Baba
iyi hoş güzel, çıkıp bağırıp çağırıyorsun, şunu özelleştirmem, bunu
yedirmem diye lakin yıllardır biz hep senden icraat yerine laf dinlediğimiz için inan artık inanmamaya
başladık. Hatta bir alt neslimiz seni Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan’ın bir üst nesli mizah
ustası falan olduğunu düşünmeye başladı. LÜTFEN…
2. KAYAHAN:
Çok
güzel şarkıların var, haksızlık edemem ve seni inan takdir ediyorum. Ben de bir gitar çalar olarak
aynı telden yüz yıllardır binlerce besteyi nasıl yaptın inanılmaz ama gerçekten sıktın
usta be. Ya kullandığın beste telini değiştir ya da
bize bir iyilik yapıp sektör değiştir. LÜTFEN…
3. HAKAN ŞÜKÜR:
Şabansın
mabansın, topu kaval kemiğinle istop ediyorsun ama her şeye rağmen bizlerin gözlerine inanmadığı
golleri atmayı becerebildin. Özellikle GS’nın Uefa zaferini aldığı yıllarda. Lakin artık
kabak tadı vermeye başladın. Koskoca milli takımda bile yerinin doldurulamayacağı tartışılırken
ben olaya başka bir açıdan yaklaşıyorum. Gol atma kardeş artık, jübile yap, yalvarıyorum.
LÜTFEN…
4. MEHMET ALİ ERBİL:
Yaw
biliyorum seninki de çok zor. Doğal ihtiyaçlarını karşılamak için para kazanmak zorundasın ama
bu doğal ihtiyaçlarını tekrar gözden geçirsen belki emekliye ayrılırsın ve bizde o yüzümüze
yüzümüze salladığın parmaktan kurtulmuş oluruz ne dersin ha. LÜTFEN…
5. İPEK ONGUN:
Hala
kitap yazıyor musun bilmiyorum ama geçmişte yazdıkların bile bir evin rafını doldurmaya yetiyor.
Bu genç kızların amma çok derdi varmış be, ciltlerce kitap yazdın ama bitiremedin. Bırak nolur,
LÜTFEN…
6. PAPA 2NCİ JEAN PAUL:
Dur
ya sen ölmüştün değil mi, Serbülent kendine gel, LÜTFEN…
7. İSMET NİYAZİ:
Baba
bitir artık şu okulu, bu öğrencilik sıfatı üzerine dar gelmeye başladı artık, bak
cinsel tercihlerin konusunda yanlış düşünmeye başlayacaklar. (nasılmış ben yokken giydirmek
he he) LÜTFEN…

'Orkid', nereye kadar.!?

"Derslerimdeki üstün
başarıyı,
her sınav öncesi kullandığım
kadın bağına borçluyum..."
“Çünkü
bende ne akıl, ne mantık - hiç bişey yok... Varsa yoksa kanatlı ped: Kapak dahi çevirmemiş olsam da, en zor sınavlarımı bile orkid kullanarak rahatlıkla
geçebiliyorum...
Sınavlar
şöyle dursun; arkadaşlarımla ve ailemle olan her türlü münasebetimde ve günlük yaşamımda da başarımın
tek bir sırrı var, o da Orkid Ultra...”
Her
ne kadar şaçma gözükse de, dikkat ettiyseniz piyasadaki ped reklamlarının 90%’ının ana teması
bu arkadaşlar..!
Pekii;
bu deli saçmalığının sonucunda, fatura kime kesiliyo biliyo musunuz..? Biz, erkeklere... İster inanın
ister inanmayın ama durum aynen budur:
“Çocuk
da yaparım kariyer de – hatta, gaza gelip (kucağımda çocuk Everest’in tepesine tırmanırken)
geğirerek bir seferde ‘United Colours of Benetton...’ bile diyebilirim...”

"Bugün
Rozi günüm, ki bu bağlamda erkek arkadaşımı her şekilde oyma hakkına sahibimdir...”
“Molped’in
vaa mı..? gibisinden abuk subuk sorular soraraktan caddelerde dolaşıp sosyal terör estirebilirim – ve
fakat bi erkek bana (benzer bi şekilde) prezervatifin vaa mı..? diye sorarsa, vay sappık deyip çığlığı
basma hakkına da her daim sahibimdir...”
“Alldays
kullandığım sürece; şirket toplantısının tam ortasında içeri dalıp, o ana kadar
tahtaya yazılmış olan ne var ne yoksa herşeyi silme hakkına sahibimdir... Ne yazdıklarını
bilmem önemli değil, nasıl olsa burda Alldays kullanan bir tek benim – bu yüzden, en iyisini ben bilirim mutlaka..!
(yuh artık.!!)”
“Çektiğim
acıları anlamaları için, erkeklerin bacak aralarına top güllesi savurmalıyım... Ancak öyle anlayabilirler
çektiğim sıkıntıyı - çünkü ben salağım ve anlatamıyorum derdimi konuşarak..!”
“Başarı
kaçınılmaz, çünkü Orkid kullanıyorum...”
türünden
abuk subuk bi sürü zırvalıkla şişiriyolar hatunları gibime geliyor... Onlar da; tatminsiz, sürekli
sabit bi mutsuzluk hali içinde yaşayan, hayattan ne istediğini bi türlü kestiremeyen acayip tiplere dönüşüyeriyolar
sonra...
En nihayetinde
de, bu hasta tipler biz erkeklerin elinde patlıyo.!!!
Şu
kabul edilebilir bir gerçektir ki; adet dönemi dedikleri olay ciddi bi fizyolojik ağrı ve sızı vermekte
bünyeye, psikolojik takıntısı da çok... Çok ama, be birader biri de çıkıp söylemiyo mu bu hattun
kişilere:
“Kızım
bak, hayat sadece kadın bağıylan gitmez; akıllı ol... Kariyer falan Orkid’le olmuyo öyle, çalışmak
da lazım beynini işletmen de gerekiyo çoğu zaman...
Sen
hiç CV’sine ‘Orkid de kullanıyorum’ diye yazan bi müdire hanım, bi patroniçe gördün mü ki ömrü
hayatın boyunca, a saf kızım..?” diye.?!
Sonunda;
Tatmin Piramidi’ni de tepetaklak ettiniz be a petek dokulu beyinliler, a ultra kanatlı ibişler siziii...
Önemli Not: Bu arada, Bizim bi arkadaş harbi harbi bi seferde geğirerek ‘United
Colours of Benetton...’ diyebiliyodu. Bire bir şahidiyim bu olayın..! Ohannes diyorum..!
Bak
bu adam, bunu CV’sine kesin yazmalı bence...

çal, çırp... ve yok ol..!

"Size
keriz... pardon,
baba
diyebilir miyim..?"
Uzunca bir süredir, eski Yeşilçam ve Hollywood filmleri izlemekteyim. Bilgisayar başındayken,
bi yandan da televizyonu açıp onlara kulak kabartmak hoşuma gidiyor. SineKlasik olsun, Yeşilçam TV olsun; ara
ara da Star ve Show TV gibi ulusal kanallar sayesinde birçok eski yapımı, birden fazla izlemişliğim var.
Herneyse, ilk başlarda herşey normaldi dostlar. Fakat zamanla, Yeşilçam yapımı
bazı filmler gözüme batmaya başladı: Senaryoları, o günün Türk filmi anlayışından çok uzağında
olan; teoride ilginç ve fakat pratiğe vurulup da montajı tamamlandığında saçmalığın
dik alası bir hal alan bu tip filmlere gıcık olmaya başlıyordum yavaş yavaş...
Ve bir gece (o, bu gece oluyor...) sanırım 60’lardan kalma eski bi Hollywood filmi
izlerken, o eksik parça da yerine oturdu ve birden tüm resim meydana çıktı.

Meğer, Yeşilçam’ın batışı tesadüf değilmiş arkadaşlar... Meğer,
yıllarca Yeşilçam; Amerika gibi tırt bi ülkenin sinamasından konu araklayıp araklayıp film yapmış;
sonra da Türk halkına dayamış...
Ve bunu yaparken bile, beceriksiz bi şekilde herşeyi eline yüzüne bulaştırmış:
Bahsi geçen o Hollywood filminin Türk versiyonunu zamanında; Ayhan Işık, Türkan Şoray ve Ayşecik’le
çevirmiş Yeşilçam... Biliyorum, çünkü o aptal filmi en azından beş kez izlemişliğim var. Filmin
senaryosu neredeyse aynı, tabii birkaç küçük farkla:
Mesela Ayşecik film boyunca (orjinal filmdeki küçük oyuncunun aksine); olgun bi insanın dahi kurmakta zorlanacağı
abidik gubidik cümleler sarfetmekteydi o fındık kadar beyniyle (lanet olsun yau, elin gavuru yapıyo işte...
deli olucam, o filmdeki çocuk gerek hareketleri gerekse replikleriyle hakkaten de çocuktu işte – bizim ayşecik gibi mutant’a benzemiyodu..!)
Ve bizde; iyi, çok iyiydi... Kötü de, çok kötü... Millet sinemaya gidip ağlasın diye, gözüne gözüne sokuyordu
Yeşilçam her acıklı kareyi – orjinalinin aksine. Ve onlar böyle yaptıkça, film dayanılmaz bir
hal alıyordu.
Bu nedir yaa, çalıyosun baari dooru dürüst çal..!
Filmin teknik eksikliklerinden bahsetmiyorum bile (Orjinali renkli olan filmin Yeşilçam versiyonu siyah beyazdı
mesela, onların filminden sonra çekilmiş olmasına rağmen... Ve sonradan seslendirilmişti...)
Ve geç de olsa kızgınlıkla farkettim ki, izlediğim dönemin birçok Yeşilçam filmi aslen, Hollywood
sinemasının kötü birer kopyasından ibaretti – o kadar.
İşte heybetli Türk sinemasının geçmişi ve gerçeği buydu..! Ne acı...

yerli yabancı "top 10" listesi
serbülent yazıyor...

Ne
dinlenir,
Ne
dinlenmez..?
YABANCI
Dinlenir
1. Megadeth
2. Stratovarius
3. Sentenced
4. Iron Maiden
5. Scorpions
6. Judas Priest
7. Guns’n Roses
8. Alanis Morisette
9. Skid Row
10. Evanescence
YABANCI Dinlenmez
1. Beyons *
2. Destiniis Çalyd *
3. Enriko İnglesyas
4. Kristina Agulera *
5. Britni Spiirs *
6. Limp Bizkit
7. Elvis Piresli
8. Glorya Gaynır
9. Rolling Sıtons
10. Erik Merik Junyor (kusura bakma Necasettin)
YERLİ
Dinlenir
1. Kıraç
2. Feridun Düzağaç
3. Şebnem Ferah
4. Funda Arar
5.
Pentagram
6.
Edip Akbayram
7. Barış Manço
8.
Candan Erçetin
9. Whiskey
10.
Nilüfer
YERLİ Dinlenmez
1. Teoman
2. Hande Yener *
3. Petek Dinçöz *
4. Gülben Ergen *
5. Hülya Avşar *
6. Kurban
7. Özcan Deniz
8. Ümit Besen
9. Rafet El Roman
10.
Erol Büyükburç (Bkz. Ybncı Dinlenmez No:7)
* ile belirtilmiş sanatçılar, divalar ve benzeri arkadaşları dinlemek dışındaki
fikirlere hiçbir itirazım yoktur…

|
 |
|
|
 |

'Permatik': En şahane traşşş...
serbülent yazıyor...

Set ve fırıldak
erkekler Permatik kullanır...
Yıllarca hep kandırılmışım, hep yanılmışım. Ben hep Permatik’i
bir Türk markası sanır ve onunla gurur duyardım. Lakin işin aslı öyle değilmiş. Adamlar
öyle güzel bir marketing (ing vurgusuna dikkat) yapmış ki vallahi açıkçası ben yutmuşum bu yalanı.
Üstelik bırakın Türk markası olması geyiğini bugünlerde de harika bir reklam kampanyası başladı.
Sert erkekler permatik kullanır hesabı. Doğru ya erkek acı yer, iyi içki içer, kıllı olur, namus
için adam öldürür. İşte böyle hem gençliğimizin beyni yıkansın hem de çaktırmadan aynı
imajı çizen Türk markası Derby’nin pazarından pay kapılsın. Oldu ya, vallaha kusura bakmayın
ama Hakan Abi bunu yemez…

en ideal sevgili
serbülent yazıyor...

Serbülent'in ideal sevgilisi...
1. İzlediğiniz futbol maçının en kritik dakikasında
televizyon görüşünüzü kapatıp sen benimle hiç ilgilenmiyorsun demeli. Hatta televizyona olan ilginizi kırabilmek
için cinsel oyunlara başvurup sizin dikkatinizi dağıtmalı. Sırf futbol maçını izlemeyesiniz
diye size sunduğu cinselliği de ret ettiğinizde, bir dahaki sizin cinsel birleşme talebinizde bu olayı
hatırlatıp size eziyet etmeli.
2. Selaymün aleyküm, eywallah gibi şu anda ciks gençliğin
trendi olan deyimleri kullandığınızda sizi anadolu’lu veya taşralı olmakla suçlamalı
ve siz ona Özcan Deniz’in neden prim yaptığını sorduğunuzda cevap verememeli.

3. Sizin önemli sınavınız şöyle dursun, sevgilinizin
bitirme tezini hazırlamak için gecelerce sabahladığınızda değil size bir kahve koymayı,
11-12 gibi kafayı vurup yatmalı ve daha sonra sizin onun tezini hazırladığınız zaman için
onunla hiç ilgilenmediğinizi iddia etmeli.
4. Oyuncak falan hiç mesele değil, sizin hobilerinizi geçin,
bundan sonraki hayatınızı onun hobileri için geçirmenizi talep etmeli.
5. Onunla uzun alışverişlerden zevk almadığınızı
dile getirdiğinizde, eski erkek arkadaşının hiç de böyle davranmadığını size hatırlatmalı.
Siz de o zaman onunla alışverişe çık demeyi kendinize yediremediğiniz için uzun alışverişlerden
zevk almayı öğrenmelisiniz.
6. Çiçek dediniz de aklıma geldi, kadınlar veya anneler
günü gibi özel bir günde sizin ona, annesine ve hatta ablasına göndereceğiniz çiçeğin kendi annenize göndereceğinizden
daha çabuk yerine ulaştığını kontrol etmeli.
7. Dağınıklığınızdan şikayetçi
olmasına karşın eve dağıtmak için ekstra çaba sarf etmeli ve hatta evinizin dağınıklığını
düzeltmezseniz size bir daha gelmeyeceği tehdidini savurmalı.
8. Kavga ve bana bir kahve koyar mısın ha, kalk da kendin
koy ayı demeli bence.

9. Ya ne alakası var ya, size bir saat kadar uzun bir süre
ulaşamadığında, sizin başınıza kötü bir şey gelmesi gibi bir ihtimali hiç düşünmeden
ve bunu size söylemeden, size fırça çekmeli. Hatta artık seni hiç aramayacağım demeli ve siz onu günde
10 sefer ve birkaç gün üst üste arayana kadar da aramamalı.
10. Kural 10, kız arkadaşlar hiçbir zaman kaybetmez.
İşte bunlar da benim ideal sevgili Kopenhak kriterlerim. Anlımda enayi yazmıyor ama Niyazi
bilir cidden böyleyim işte ben. Güzel ve bekar bayanlara (aynı zamanda bu kadar şımarık, küstah ve
nankör) duyurulur.

ismet, listeyi kritize ediyor...

Serbülent'in
listesine
tokat
gibi cevap..!
Hımm,
Yabancı Dinlenir’den başlayalım..:
Megadeth’i
tartışmadan geçiyorum, kesinlikle dooru seçim... Stratovarius dedin, beni FRP baltasıylan (double axe) ortadan
ikiye böldün; bir dooru seçim daha. Sentenced ve Skid Row tartışılır; iyi ama ne kadar iyi..? Yani Queen
ve Oasis gibi gruplar dururken, TOP 10 listesinde boşuna yer işgal etmiyo mu bu çömezler..? Iron Maiden ve Guns’n
Roses: adları yetiyo; onlara da eyvallah... Ve Judas Priest: Viktor Levi sonrası Karavan – Touch of Evil...
Evanescence, yeni neslin yüzakı... Gelelim Alanis Morissette’e... Sen bu kızcaaza biraz torpil yapmış
olmayasın eski hatıralara hürmeten..? ;) Herşeye rağmen, kabulümüzdür.

Scorpions ise tam
bi muamma..: Since You’re Gone... Sonra değişim rüzgarları (ki bu şarkıya, SSCB’nin yıkılmasına
arka fon müzii olduğu için ayriyeten gıcığım... Bi de Pet Shop Boys'un Go West adlı şarkısı:
İlkin verdiler garibanlara gazı, sonra da sefilliğe terkettiler. Herneyse, konumuz bu değil.). En sonunda
da Alien Nation..? Sonuç: Klasik bir ‘Bir zamanlar kartaldı...’ vakası.
Sırada,
Yabancı Dinlenmez listesi var:
Beyons, dinleme
tamam da en azından izle be abi... Destinis Çayld: bu listede olmasına kesinlikle katılmıyorum; sonuçta
‘I am a survivor...’. Aynı şekilde Kristina Agulera; R&B tanrıçası çarpar adamı walla,
bu listeye koymakla büyük bi hata yapmışsın... Enriko İglesyas ise dooru bir seçim, babası neydi
ki kendi ne olsun..?. Britni Spiirs ve Glorya Gaynır, zaman zaman (sonuçta parti ortamlarında Symphony of Destruction’la
dans edemezsin... Yok edebildiğini iddaa ediyosan, şu dakikadan itibaren seni tanımıyorum..!)...

Önceden iki üç şarkısını severdim; taa ki, Japonya’da taklitleri arasında
yapılan yarışmadaki o ucubeleri görene kadar: iyykk, onlarca capon elvis; az biraz benzeseler baari.. (bu arada;
nedir bu capon’lardaki yankee özentiliği ve yalaklığı, anlayabileniniz var mı.!?)... Erik Merik
Junyor da kim lan..? (Neco, harbi bu ne olum..?). Ve son söz: Var ise tek bir veto hakkım, o da Rolling Sitons’un
bu listede olmasınadır... Anlaşılan, hiç siyaha boyamamışsın sen... Yazık.
Yerli
Dinlenir listesine ise diyeceklerim;
Neredeyse tamamına
onay veririm – bir kişi hariç: Barış Manço... Nedenlerini burada tartışmak faydasız, çünkü
geleceğimiz nokta şu olacak:
Serbülent: “Abi,
ben Barış Manço’nun müziğinden bahsediyorum...”
Eywallah, sonuçta
Koala’m ve ben bu konuda farklı düşünüyoruz, o ayrıı... ;)
Yerli
Dinlenmez listesinin altına düşeceğim notlar ise şunlar;
Bu listede de hemfikiriz...
Ancak, Teoman ve Kurban’ın canlı performansları gerçekten çok iyi, tavsiye ederim. Özellikle Kurban,
sahnede kurtadama dönüşüyo – çoook eğlenceli.

Haaa, ve bu listede isminin olmasına KESİNLİKLE KARŞI ÇIKACAĞIM tek isim: ‘Ay
lav yu, ay lav yuuu / du yu lav mi, yes ay duu...’ faciasına rağmen; ‘Nikah masasına oturdun işte
/ Katlanmak çok zormuş böyle sevince / Sana mutluluklar, sözüm kardeşçe / At artık imzayı, git bir an
önce...’ İmza: Ümit Baba.
Önemli Not: Bu arada, Ümit Besen’in internet sitesindeki
(official mı bilmiyorum ama, Google’da aratınca ilk bu site çıkıyor.) navigation bardaki ilk buton:
‘Tüm İllerde Hava Durumu’… Bu ne yaa..? Merak edenler için :
http://www.umitbesen.com.tr.tc/

|
 |
|
|
|
|
|
 |